27 Nisan 2013 Cumartesi

GALİBA YİNE SEYİRCİYİZ !!!

Sene 1954...Türkiye A Milli Futbol Takımı,1954 Dünya Kupası elemelerini geçmiştir.Dört sene önce parasızlıktan dolayı katılamadığı turnuvaya tarihinde ilk kez katılmanın peşindedir.Artık bu yoldaki tek engel İspanya ile oynanacak baraj maçlarıdır.İlk maçta deplasmanda 4-1'lik skorla yenilen A Milli Futbol Takımı,rövanşta İstanbul'da İspanya'yı "canavar" lakaplı Burhan Sargın'ın golüyle 1-0 mağlup eder.Dönemin kurallarında averaj hesabı olmadığı için,tarafsız sahada üçüncü bir maç oynanacaktır.O maçta da Suat Mamat'ın ve Burhan Sargın'ın golleri 2-2'lik beraberliği sağlar.Bu maçından berabere bitmesinden sonra,yazı-tura atılarak,turnuvaya katılacak son ekibi belirlenir.Türkiye bu talih oyununu kazanır ve tarihinde ilk kez Dünya Kupası'na katılma başarısını gösterir.Dünya Kupası'nda da Türkiye adına tarihte ilk kez hat-trick yapan futbolcu olur.7-0'lık Güney Kore maçında gerçekleşen bu hat-trick Burhan Sargın'ın A Milli Futbol Takımı'nın makus talihini yenmek için adılan ilk adım olur.Ancak daha önce mağlup olunan Batı Almanya'ya yeniden mağlup olunur ve Türkiye turnuvadan elenir.

Yukarıdaki satırlar,89 senelik bir ülkenin futbolda katılma hakkı kazandığı ilk önemli futbol turnuvasının kısa bir öyküsüdür.Aradan geçen 60 senede 1996,2000 ve 2008'de oynanan Avrupa Şampiyonaları ve 2002 Dünya Kupası hikayeleri vardır sadece.Bugün geldiğimiz nokta ise biraz farklı.Artık biraz daha geri dönüp bugüne gelebiliriz.

2011 sonbaharını Türk futbolseverler için daha da bir hüzünlü kılan yegane şey Hırvatistan karşısında alınan mağlubiyet ve hemen akabinde bir Avrupa Şampiyonası'na da seyirci olarak katılmaktır.Bu moral bozucu sonuçlardan sonra ise Beşiktaş'ta başkanlığı boyunca çok yararlı işler(!) yapan Yıldırım Demirören liderliğindeki TFF ise teknik direktörlük görevine Abdullah Mucip Avcı'yı getirir.Her şey toz pembe olmakla beraber kısmi olarak da eleştiriler vardır.Şubat 2012'de Slovakya karşısında alınan mağlubiyet moralleri bozmazken,Bahar aylarında oynanan FIFA sıralamasında bizden hayli geride bulunan Bulgaristan,Gürcistan gibi takımlara karşı alınan galibiyetler bir koz olarak Avcı ve TFF'nin eline geçerken Portekiz ve Ukrayna maçları,bu kozu daha etkin hale getirir.Eylül 2012'de Hollanda ile oynanacak maç öncesi basın toplantısında "Hedefimiz eşik atlamak,yani grup birinciliği" diyen Abdullah Avcı şüphesiz maç öncesi çok umutluydu.Ancak unuttuğu bir şey vardı:İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da görev alırken,umut verdiği kişiler onlarla ifade edilirken,şimdi umut verdiği kişiler milyonlarla ifade edilmekteydi.Hollanda'nın Euro 2012 rezaleti bu durumu,bu iddiayı destekliyor gibi duruyordu.Ancak alınan 2-0'lık mağlubiyetten sonra bir Selçuk İnan krizi yaşayan A Milli Takım,Estonya'yı 3-0 ile geçince,biraz nefeslenme şansı buldu.Bir ay sonra oynanacak Macaristan ve Romanya maçları öncesi altı puana kilitlenen Abdullah Avcı,bu maçlarda alınan mağlubiyetlerle rüyadan uyandı.Mart ayına kadar olan 5 aylık zamanda Danimarka ile 0-0 berabere kalan,Çek Cumhuriyeti'ne 2-0 yenilen A Milli Takım,mart ayına girerken pek umut vermiyordu açıkçası.Mart ayına ya tamam,ya devam parolasıyla giren A Milli Takım Andorra'yı güç bela geçerken,Macaristan ile son derece dramatik bir şekilde berabere kaldı.

Yiğit Özgür'ün hayli zaman önce çizdiği şu karikatür bu durumu özetliyor diyebiliriz.



Anlaşılıyor ki 2014'te Brezilya'da düzenlenecek Dünya Kupası'na yine seyirci olarak gideceğiz!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder