5 Şubat 2013 Salı

SABIR


"*İŞBU YAZI YEDEKLERE VE YEDEK KALANLARA İTHAF EDİLMİŞTİR."

Futbol,her zaman büyük bütçeli transferler doğuran,büyük oyuncular yetiştiren evrensel bir müessesedir.Yıldız oyuncuların yanında ,işçi oyuncuların da çalıştığı futbol  11 kişiden fazlasıyla oynanır.Kimi zaman ateşli bir taraftarın desteğiyle,kimi zaman motivasyonu tam anlamıyla sağlayan babacan antrenörler ile,kimi zaman ise oyuna sonradan giren,iki kişilik oynayan altın yedeklerle.Altın yedekler genellikle hücum oyuncusudur.Maçı attığı gol veya goller ile kurtarır.Ancak altın yedeğin oyuna girdiği yerde,yedek kulübesinde ondan başka altı oyuncu daha vardır.Bir maçta bu  yedi oyuncudan en fazla üçü oyuna girebilir.Diğer dört oyuncu da başka maçlarda şans bulma ümidiyle çalışmalara devam eder.Ancak bazen,bir oyuncu ne kadar iyi oynasa da yedek kalmak zorunda kalır.Bir bakıma yedek kulübesine hapsolur.Çünkü teknik kadronun elinde kağıt üstünde çok daha iyi oyuncular vardır,onlar kullanılır.

Ole Gunnar Solskjaer,ya da lakabıyla “bebek yüzlü katil”,Manchester United kulübünün altın yedeğiydi.Oyuna sonradan girdikten sonra gollerini sıralayabilen,yedek kalmayı sorun etmeyen,aslında yeriyle kendini özdeşleştirmiş bir oyuncuydu.Futbolu bıraktıktan sonra  ülkesinde Molde FK’nın başına geçen Solskjaer,yaşadığı şampiyonlukların ardından verdiği bir röportajda Manchester United günlerine atıfta bulunarak,”Manchester United kulübü bana bir oyuncu olma fırsatı verdi.Alex Ferguson ise bana oyunculuk fırsatından daha fazlasını verdi.Diyebilirim ki,Alex Ferguson beni oyunculuk günlerimden itibaren beni buraya hazırlayan kişidir.O olmasaydı bugün Molde başka bir teknik adamla şampiyon olabilirdi.Ancak ben bir televizyon kanalında Molde’nin şampiyonluğunu değerlendiriyor olurdum.”

Peki ya Aykut Erçetin ? Galatasaray’ın kapısından içeri gireli tam 10 yıl oldu 2013 itibariyle.10 yıldır,Mondragon,Orkun Usak,Morgan De Sanctis,Leo Franco,Ufuk Ceylan,Robinson Zapata ve Fernando Muslera’nın arkasında yedek bekleyen bir kaleci Aykut Erçetin.Şampiyonlukla biten 2007-2008 sezonu Aykut Erçetin’in en fazla maç oynadığı sezondu.On yılda çok az sayıda maça çıkan ve üç şampiyonluk gören Aykut Erçetin halâ Fernando Muslera’nın arkasında yedek beklemekte.Otuz yaşın verdiği tecrübeyle karışık sabır,onun en büyük dayanağı denilebİlir.

Fenerbahçe’nin 1999 yılında yaşadığı Pendikspor hezimetinde 18 kişilik kadroda ismi geçen genç bir oyuncuydu Semih Şentürk.O zamandan beri,tam 14 yıldır Fenerbahçe’de top koşturmasına,bir kez gol kralı olmasına,çok kritik maçlarda kritik goller atmasına rağmen hiçbir zaman kurulan o klasik maç kadrolarında ismini göremedi.Sırasıyla;Kenneth Anderson,Pierre Van Hooijdonk,Serhat Akın,Mert Nobre,Nicolas Anelka,Mateja Kezman,Deivid de Souza,Daniel Guiza,Moussa Sow,Henri Bienvenu,Dirk Kuyt,Pierre Webo gibi forvetlerin arkasında yedek bekledi  Semih Şentürk.Otuz yaşına bastığı 2012 yılında bile halâ “Genç  Semih” namıyla anılıyordu.Artık o da bu duruma daha fazla dayanamıyordu.Eşi twitter hesabından yazdıklarıyla bunu doğruluyordu.Sabır taşı olsa çatlardı,diyeceğimiz bu durumda elimizden gelen sadece Semih Şentürk’e “sabır “ dilemek.

Yukarıdaki üç örnekte görüldüğü üzere,futbol yıldızların,işçilerin ve yedeklerin oyunu.Bu oyunda as kadroda olmak da var,yedek kulübesine hapsolmak da.Genellikle güreş müsabakalarında söylenegelen “alta düştüm diye yerinme,üste çıktım diye sevinme”  lâfı,futbol için de geçerlidir diyebiliriz artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder